Məhsul kodu: 10316
Modern toplumsal örgütlenme biçimi, ilkel toplumlarınki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumlar belki de bu yüzden, değer yasasının beklentilerine yanıt vermeyen bu simgesel düzenden, ölümden korkarcasına kaçmaktadırlar.
Marx’tan bu yana belli bir devrimci düşüncenin, değer yasasından sıyrılmaya çalışmış olduğundan kuşku duyulamaz; ne var ki, bu uzun bir süre önce kitabına uydurulmuş bir devrim düşüncesidir. Hiç kuşkusuz psikanaliz de bir saplantı haline getirdiği bu simgesel düzenden, onu, bireysel bir bilinçaltı içine tıkıp, Baba Yasası, iğdiş edilme ve gösterilene indirgeyerek, kaçmaya çalışmaktadır. Simgesel düzene hep bir Yasayla karşı konulmaktadır.
Bu kitap emek, moda, vücut, ölüm, şiir dili gibi çeşitli alanlardan yola çıkarak oluşturdukları bu tabloyu çözümlemeye çalışmaktadır. Bu metin, günümüzde halen yerleşik disiplinler olarak kabul edilen bu alanları birer simülasyon modeli olarak değerlendirmekte ve çözümlemektedir. Hangisi doğrudur: gerçekliğe ayna tutmak mı, yoksa kuramsal bir meydan okuma mı?
Verileni fazlasıyla iade etme uygulamasıyla süreci tersine döndürmek, değiş tokuşu kurban etme uygulamasıyla tersine çevirebilmek; zamanın döngüsellik, üretimin yok etme, yaşamın ölüm tarafından tersine çevrilmesi; anagramın her dilsel terim ve değeri tersine çevirmesi; sonuç itibarıyla bütün bu alanlara egemen olan zaman, dil, ekonomik değiş tokuşlarla, birikim üstüne oturan çizgisel bir iktidar anlayışına son veren biçimin adı, tersine çevirmedir. Tersine çevirme bizim açımızdan ölmek ve yok edilmek anlamına gelmektedir. Simgesel olan, yok edici ve öldürücü bir biçimdir.