Məhsul kodu: 6322
Belleği, bireysel olmaktn çok kültürel bir yetenek olarak ele alan bu kitap, yazıya ve kaydetmeye dayalı olmayan pratiklerin, gelenekler içinde nasıl kuşaktan kuşağa aktarıldığını açıklamaktadır. Kültürel bir beceri olarak bellek üzerine yapılan çalışmaların çoğu, yaşananların kayda geçirilmiş biçimiyle aktarılması üzerinde odaklşa. Connerton ise bedene uyarlanmışi yani bedene uyarlanmış, yani bedenle bütünleştirilmiş die niteleiği pratiikler üzerinde yoğunlaşmakta günümüzde ağırlıkta olan yazınsal metinler konusunun, genelde toplumsal pratiklerin bir eğretilmemesi olarak kabul edilebileceği görüşünü sorgulamaktadır. Yaar, geçmişin imgelerinin ve anımsanan bilgisinin, törensel ugulamalar kanalıyla aktarılıp sürdürüldüğünü, dolayısıyla belleğin bedensel olduğunuileri sürmektedir. Bedensel toplumsal belleğin temel yönünü oluşturmasına karşın, konunun günümüze dek son derece savsaklanmış bir yanıdır.
Connerton bu çalışmasında Yahudi yortuları, Hıristiyan törenleri, Şiirlerin Muareem yas törenlerini örnek gösterdiği anma törenleri geleneksel toplumların tekelinde olmadığını göstermektedir. Bu yolda, yoğun bir Nazi; tören takvimi etkinliklerinin listesini verip kapitalst burjuva toplumlarında icat edlen çağdaş törenlee geçmektedir.
1789´daki Bastille baskının, 1871daki Bastille baskıın, 1871´de Rpruya´nın Fransa´ya karşı kazandığı zaferin, neden sonra ulusal şenlik günlerine dönüştürüldüğünü saptayan Connerton; İsrail´in İ.Ö 66´da Romalılara karşı Masada ayaklanmasını, Şalık İranı´nın zamanımızda 2500 yıl önce Kyrosun Pers devletni kuruşunu yirminci yüzyılda anma törenleriyle kutlamaya başlamalarıyla birlikte bu konuda Avrupa uluslarından hiç de geri kalmadıklarını ortaya koymaktadır.
Connerton, her türlü geleneği silindir gibi ezip geçen modernite paradoksa dikkat çektikten sonra, bu törenlerin işlevlerinin ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışma toplumsal, siyasal ve antropolijik düşünüş ile de desteklenen özgün bir bellek araştırması olarak her düzeyden okurun ilgisini çekecektir.